Özel Dental Center

Sıkça Sorulan Sorular

Dental Center’ın ilk şubesi 1986 yılında Osmanbey de Mustafa Erdem tarafından kuruldu. İkinci Şubemizi 2019 yılında Gaziosmanpaşa’da açtık.

Kliniğimizde genel anestezi gerektiren diş tedavileri haricinde her türlü diş tedavisi uygulanmaktadır. Uzmanlık gerektiren konularda ortodonti, cerrahi, periodontoloji, pedodonti ve endodonti uzmanlarımız haftanın belli günlerinde hizmet vermektedir.

Pandemi döneminde hastalarımızın ve personelimizin sağlığını korumak adına sağlık bakanlığının ön gördüğü her türlü önlemi aldık. Hasta kabul esnasında bütün hastalarımızın ve yakınlarının ateş ölçümleri, HES kodu sorgulamaları yapılmaktadır. Bekleme salonlarımızda el dezenfektanı bulunmaktadır. Bekleme salonlarının kalabalık olmaması için sadece bir refakatçiye izin verilmektedir. İşlem esnasında N95 maske, cerrahi önlük, siper gibi her türlü koruyucu kullanılıyor. İşlemden sonra bütün yüzeyler dezenfektanla temizleniyor ve oda belli bir süre havalandırılıyor.

Genel olarak halk arasında böyle yanlış bir söylenti var. Ama tam tersine gerekli olduğunda diştaşı temizliği yapılmazsa dişler zarar görüyor. Diştaşları dişeti iltihabına, iltihap ise dişlerin çevresini saran kemik dokusunun erimesine sebep oluyor. Kemik desteğini kaybeden dişler zamanla sallanmaya başlıyor ve ileride dişin kaybedilmesine yol açabiliyor. Bu süreç tabiki uzun yıllar alıyor fakat baştan önlemi alınmadığında geri dönüşü olmuyor.

İmplant yaptırırken doğru marka seçimi yapılırsa ve işin uzmanı olan bir kişi tarafından uygulanırsa, hastanın genel sağlığıyla ilgili ciddi bir problemi yoksa ve hekim tarafından anlatılan uyarılara dikkat ederse üç aylık bekleme sürecinden sonra implantın çene kemiğiyle kaynamama olasılığı çok düşüktür. İmplant üstü kaplama uygulandıktan sonra, o bölgedeki kemiğe çiğneme yükü geleceği ve fonksiyon göreceği için, kemiğin o bölgede yıkılma olasılığı, çekim yapılmış ve boş kalmış bir bölgeye göre çok çok daha düşüktür. Yani implant doğru şekilde uygulandığında ve bakımı iyi yapıldığında zarar yerine tam tersine kemiğe faydası vardır. 

İskeletsel bozukluklar haricindeki durumlarda ortodonti tedavisi her yaşta uygulanabilir. Çenelerin büyüme ve gelişimindeki sıkıntılardan kaynaklanan iskeletsel bozukluklarda ise en ideal zaman, büyüme atılımının en hızlı olduğu ergenlik çağıdır. Bu dönemde kullanılan çeşitli ortodontik apareylerle çenelerin büyümesi yönlendirilerek cerrahiye gerek kalmadan durum düzeltilebilir. Belli bir yaşı geçtikten sonra ise iskeletsel bozuklukları tam olarak düzeltmenin en doğru yolu cerrahi destekli ortodonti tedavisidir. 

Süt dişleri daimi dişleri sürme rehberidir. Erken kaybedilen süt dişleri daimi dişlerin doğru pozisyonda, doğru zamanda sürmesini engeller. Süt dişi erken kaybedildiği zaman ağızda kalan dişler o boşluğu kapatma eğilimindedir. Bu da alttan gelen daimi dişin yerini daraltır. Dişin olması gereken yerin önünden veya arkasından sürmesine hatta bazen gömük kalmasına neden olur. Dolayısıyla süt dişleri düşmesi gereken zamana kadar mümkün olduğu kadar ağızda tutulmalıdır.

İltihap kronik (durağan) haldeyken antibiotik kullanılmasına gerek yoktur. Kronik iltihabı tedavi etmenin yolu ilaç kullanmak değil, dişe müdahale etmektir. Kanal tedavisi, çekim gibi tedavilerle iltihaba neden olan etken oradan uzaklaştırılınca iyileşme süreci başlar. Akut (alevlenmiş) iltihabi durumlarda ise mutlaka antibiotik kullanmak gerekir. Akut iltihaplı bir dişe müdahale etmek genelde ağrı durumunu arttırır ve iltihabı olduğundan daha kötü bir hale getirir. İltihabın akut ya da kronik olduğunun ayrımını sadece hekim yapabilir. Dolayısıyla muayene olmadan ve reçete yazılmadan antibiotik kullanımı sakıncalıdır. 

Ağrının sebebinin ne olduğu anlaşılmadan ve hekim tavsiyesi olmadan antibiotik kullanılmamalıdır. Örneğin ağrınızın sebebi, dişin damarlarının sinirlerinin bulunduğu kanala yeni ulaşmış bir çürükse, dişiniz sıcağa soğuğa tepki veriyorsa  kullanacağınız antibiotik hiçbir fayda etmeyecektir. Çünkü burada ağrının sebebi iltihap değildir. Çürüğün sinirin bulunduğu bölgeye ulaşmasıdır. Lokal anestezi altında, canlı sinir dokularının alınmasıyla (yani kanal tedavisiyle) çok hızlı bir rahatlama olacaktır ve ağrı çok büyük oranda kesilecektir. Ama bunu yaptırmak yerine kulaktan dolma bilgilerle antibiotik kullanıldığında diş canlılığını yitirene kadar günlerce ağrı çekilir. Diş canlılığını yitirdiğinde ağrı kesilir ama bu sefer de iltihabi süreç başlar ve belli bir süre sonra apse ile kendini gösterir. Dolayısıyla ne kadar erken müdahale edilirse dişin kurtulma şansı o kadar yüksektir. 

Beyazlatma işlemi doğru uygulandığında ve hekim uyarılarına dikkat edildiğinde zararlı değildir. Beyazlatmanın yapıldığı ilk günlerde hassasiyetin olması normaldir ve bu durum geçicidir. Uygulanan kimyasal ajanlar dişin üzerinde bulunun minik tübüllerin içinde renklenmeye sebep olan partikülleri temizler. Tübül ağızları yeniden mineralize olana kadar bir süre hassasiyet görülür. Beyazlatma esnasında ve sonrasında çay, kahve, sigara gibi renklenmeye sebep olan şeylerden uzak durulmalıdır. Aksi takdirde beyazlatma işlemi başarılı olmaz ve renkte geri dönüş olur. 

Günlük gargaralar ağız bakımında sadece destekçidir. Esas mekanik temizliği yapan fırça, diş ipi, ara yüz fırçası gibi bakım ürünleridir. Mekanik temizlik, bakteri plağının temizliğinde olmazsa olmazdır. Sadece gargara yaparak mekanik temizliğin yapılması mümkün değildir. Belli bir süre sonra plak oluşumu ve tükürük vasıtasıyla oluşan plağın diştaşına dönüşümü kaçınılmazdır. 

Bunun sebebi çok büyük ihtimalle bütün gece boyunca diş sıkma ve gıcırdatma
alışkanlığıdır. Bu rahatsızlığın sebebi büyük oranda strestir. Stres kayboldan sıkma
alışkanlığı ortadan kalkmaz. Şikayetleri hafifletmek adına gece plağı dediğimiz şeffaf bir
plak yapılabilir. Ama bu esas durumu ortadan kaldırmaz. Sadece ağrı ve yorgunluk
hissinde rahatlama sağlar. Esas çözüm stresten uzak durmak, eğer stresle
başedilemiyorsa psikiyatrik destek almaktır.

Whatsapp Destek Hattı